Sanal Alemin En Temiz Forumu..!
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Sanal Alemin En Temiz Forumu..!

Arkadaşlık Eğlence Sohbet Bilgi Kısacası Hayata Dair Herşey Bu Forumda..!
 
AnasayfaAramaLatest imagesKayıt OlGiriş yapTarihimizden Silemezler Okumayan bin pişman!!! Izmir_projeler

 

 Tarihimizden Silemezler Okumayan bin pişman!!!

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
xLuck
Ayın Üyesi
Ayın Üyesi
xLuck


Mesaj Sayısı : 156
Rep Puanı : 579
Kayıt tarihi : 10/08/09
Nerden : Sinop

Yardımseverlik
Aktiflik:
Tarihimizden Silemezler Okumayan bin pişman!!! Imgleft30/50Tarihimizden Silemezler Okumayan bin pişman!!! Emptybarbleue  (30/50)
YardımSeverlik:
Tarihimizden Silemezler Okumayan bin pişman!!! Imgleft24/50Tarihimizden Silemezler Okumayan bin pişman!!! Emptybarbleue  (24/50)

Tarihimizden Silemezler Okumayan bin pişman!!! Empty
MesajKonu: Tarihimizden Silemezler Okumayan bin pişman!!!   Tarihimizden Silemezler Okumayan bin pişman!!! Icon_minitimeSalı Ağus. 11, 2009 1:57 pm

ŞanLı Tarihimizin Gerçekleri.



1976 yılında Suudi Arabistan'ın Cidde şehrinde, deniz suyunu tatlı suya
çeviren bir tesisin açılışından sonra meslektaşları ile sohbete girişen
dönemin Türkiye Büyükelçisi Necdet Özmen'in bir ara söze: "Bu Suudi
Arabistan'ın ilk tuzdan arıtma tesisidir" diye başlaması üzerine
Fransız Büyükelçisinin hayretler içinde kalarak:"No... Sör... Bu Suudi
Arabistan'ın ilk tuzdan arıtma tesisi değildir. İlki Osmanlılar'ın 1800.lü
yılların sonunda yaptığıdır" diyerek ecdadımızın eşsiz mirasından habersiz
yaşayan elçimizi mahcup ettiğini...


Avrupa'da Akıncı Korkusu

1534 yılında Viyana'daki St. Stephen Katedrali'nde. Osmanlı akıncılarının
yaklaştığını görüp çan çalarak haber vermekle vazifeli bir memuriyetin ihdas
edildiğini ve bu memuriyetin ancak 1956 yılında, Viyana Belediye Meclisince.
Artık bir Osmanlı tehlikesi kalmadığından, bu vazifenin lüzumu yoktur" diye
bir karar alınarak iptal edildiğini...

Ağaca Asılan Zekat Parası

Fatih Sultan Mehmet Han devrinde bir Müslümanın. günlerce dolaşıp yıllık
zekatını verebileceği fakir birini arayıp bulamadığını
Bunun üzerine zekatının tutarı olan parayı bir keseye koyarak
Cağaloğlu'ndaki bir ağaca asıp, üzerine de:
"Müslüman kardeşim, bütün aramalarıma rağmen memleketimizde zekatımı verecek
kimse bulamadım. Eğer muhtaç isen hiç tereddüt etmeden bunu al" diye yazdığını..
Ve bu kesenin üç ay kadar o ağaçta asılı kaldığını ,


Ecdadımız Yüz Akımız

Altı asır gibi uzun bir süre üç kıtada hükmünü yürüten ecdadımızın medeniyet
mirasını inceleyip araştırmadan içte ve dıştaki bazı gafil ve hainlerin ona,
"emperyalist" yaftasını yapıştırarak mahkum etmeye çalışmalarına mukabil,
Macaristan İlimler Akademisi tarafından ortaya çıkartılıp yayınlanan bir
belgede belirtildiğine göre, Osmanlı Devleti'nin Macaristan'da hakim olduğu
devirlerde, Macar halkından yılda 7 milyon akçe 21 milyon vergi toplayıp,
buna karşılık aynı yıl Macaristan'a 21milyon akçe yatırım yaptığını..

Orta Çağda Temizlik Farkı

Orta çağda Müslümanların yaşayışları üzerine yapılan bir araştırmada,İslam
dünyasındaki kimya sanayii anlatılırken:
""... Sabuncular loncası, en önemli loncalardan biriydi.
Çünkü Orta Çağ Müslümanları hergün yıkanırlardı ve çamaşırları da sarıkları
da her zaman bembeyazdı. Bu bakımdan onlar o çağın diğer ülke insanlarından
ayrılırlardı.
1600 yıllarına doğru İspanya'da Engizisyon Mahkemeleri Müslüman
İspanyollarla Hristiyan İspanyolları temizliklerine bakarak ayırt
ediyordu... " diye yazdığını..

Neuzü Billah

Timur'un, Nasreddin Hoca'yı huzuruna çağırıp onunla sohbet ederken bir ara:
"Abbasi halifelerinin isimlerinin sonunda 'Allah' lafzı da var. Kimine
el-Mu'tasım Billah, kimine el-Mütevekkil Alellah ve kimine de el-Kaim
Biemrillah deniliyor. Bu lakaplar bizim için de adet olsa acaba bana ne isim
yaraşırdı diye sorması üzerine Nasreddin Hoca büyük bir pervasızlık ve
hazırcevaplılıkla:

"Neuzü-Billah!(Allah 'a sığınırız) lakabı yakışır." diye cevap verir

ALINTIDIR...

Alıntı:
diadoraking2 Nickli Üyeden Alıntı
19.yüzyılda Almanya'nın Mülheim şehrindeki Ren Nehri'nin bir yakasında Almanlar, öbür yakasında da Fransızlar oturuyordu. Fransızlar, her sene nehrin Almanlardaki kısmına geçip mahsulün tümünü toplayıp götürüyorlardı.

O sıralar, birliğini temin edemeyen güçsüz Almanlar ise buna fazla ses çıkaramıyorlardı tabi. Her sene böyle olunca çareyi Osmanlı Sultanına durumu yazıp, imdat istemekte bulurlar. Mektupta şöyle demektedir: "Fransızlar her sene bize zulmediyor, mahsulümüzü elimizden alıyorlar. Siz ki, dünyaya adalet dağıtan bir imparatorluğun sultani, İslamiyet'in de halifesisiniz. Bizi bu zulümden kurtarın. Asker gönderin.Ürünlerimizi bu sene olsun toplama imkanı sağlayın."

Çöküş faslına girildiği bir zamana denk gelen yardim isteğini inceleyen padişah asker göndermeyi mümkün ve gerekli görmez; yalnızca asker elbisesi göndermeyi kafi bulur ve cevabını bir mektupla beraber içi askeri elbise dolu üç çuval yollatır. Şaşkına dönen Almanlar, çuvalı alıp mektubu okurlar: "Fransızlar korkak adamlardır. Onlara yeniçeri göndermemize gerek yoktur. Yeniçerimizin kıyafetini görmeleri kafidir. Çuval içindeki Osmanlı askerinin elbiselerini adamlarınıza giydirin. Mahsul zamanı, nehrin görülecek yerlerinde dolaştırın. Karşıdan gören Fransızlar için bu kafidir."

Bağ bahçe sahipleri hemen Osmanlı askerinin kıyafetini kapışırlar. Hasat vakti büyük bir heyecanla yeniçeri kıyafetinde, nehir kıyısında dolaşmaya başlarlar. Ertesi gün, karşıdan gelen haber, Almanların sevinç çığlıkları atmalarına sebep olur: "Osmanlılardan imdat geldiğini düşünen Fransızlar, korkudan köylerini de terk ederek iç kısımlara doğru kaçmaktalar. Mahsulünüzü rahatça toplayabilirsiniz. Zulüm sona ermiştir."

Bu olay, Mülheim' lıların gönüllerinde taht kurmuştur. Giydikleri yeniçeri kıyafetlerini, daha sonra Mülheim' a bağlı Karlsruhe Müzesine koyup ziyarete açarlar. Şehrin en yüksek binasına da Osmanlı bayrağı asarlar. Ayrıca, halen olayın yıldönümünde de şehirde bir karnaval düzenleyip hadiseyi temsilen kutlarlar. Bu olay Osmanlı'nın sadece bir yeniçeri kıyafetiyle Almanları Fransızların elinden ve talanından nasıl kurtardığını gösteren maziden elmas bir tablo olarak kalmaktadır…


TÜRK-İSLAM SEVDASI
HATİCE ERKAÇ
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Tarihimizden Silemezler Okumayan bin pişman!!!
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Sanal Alemin En Temiz Forumu..! :: Temiz CaFe :: Konu Dışı-
Buraya geçin: